RADYASYON NEDİR?
Radyasyon, fizikte, değişik enerjilere sahip parçacık veya dalgaların bir ortam veya uzayda hareket etmesi (yol alması) işlemi olarak tanımlanır. Parçacık radyasyonu, belli bir kütle ve enerjiye sahip çok hızlı hareket eden atomdan küçük parçacıkları ifade eder. Bunlar hızla giden mermilere benzerler, ancak gözle görülemeyecek kadar küçüktürler. Dalga tipi radyasyon, belli bir enerjiye sahip ancak kütlesiz radyasyon çeşididir. Titreşim yaparak ilerleyen elektrik ve manyetik enerji dalgaları gibidir. Bütün dalga tipi radyasyonlar ışık hızıyla (3x108 m/saniye) hareket ederler. Maddeyle yaptığı etkileşme açısından radyasyonu temel olarak iyonlaştırıcı ve iyonlaştırıcı olmayan radyasyon olarak ikiye ayırabiliriz. Radyasyon kelimesi günlük hayatta her ne kadar genellikle iyonlaştırıcı radyasyon(bir atomu iyonlaştırmaya yetecek kadar enerjiye sahip radyasyon) için kullanılsa da iyonlaştırıcı olamayan radyasyonu (radyo dalgaları, mikrodalgalar, ısı ve görülebilir ışık, mor ötesi) da ifade eder.
Her iki radyasyon türü de gerekli önlemler alınmadığı takdirde canlı organizmalara ve çevreye zarar verebilirler. Çok düşük seviyelerde dahi DNA’nın yapısına zarar verebilecek iyonlar oluşturabilen iyonlaştırıcı radyasyonun birim enerjinin canlı bir organizmaya vereceği zarar, aynı miktardaki iyonlaştırıcı olmayan radyasyon enerjisinin vereceği zarardan daha büyük olacaktır. Öte yandan, iyonlaştırıcı olmayan radyasyonların çoğunun vereceği zarar sadece organizmaya ısı enerjisi yüklenmesi şeklinde olur ve düşük seviyelerde bu organizmalarda ciddi bir sıcaklık artışı gözlenmez. Morötesi radyasyon bazı açılardan ortada yer alır ve hem iyonlaştırıcı hem de iyonlaştırıcı olmayan radyasyonun bazı özelliklerini taşır. Radyasyon spektrumunun morötesi bandının büyük bir bölümü her ne kadar iyonlaştırıcı olmayan bölgede olsa da morötesi radyasyon biyolojik sistemdeki birçok molekül üzerinde ısı etkisi bırakır. Güneş yanığı buna iyi bir örnektir. Morötesi radyasyonun bu özelliği, iyonizasyon yaratmaya yeterli olmayan enerjisine rağmen kimyasal bağları değiştirme gücüne sahip olmasından kaynaklanmaktadır.